
Tam Demokrasi Platformu’nda Demokrasi ve Ahlak İlişkisi Masaya Yatırıldı!
Tam Demokrasi Platformu, yeni dönemde merakla beklenen ilk seminerinde “Demokrasi ve Ahlak İlişkisi” başlığı altında çarpıcı konferansa ev sahipliği yaptı. Prof. Dr. Mustafa Çevik’in derinlemesine analizleriyle demokrasi ve ahlak arasındaki kopmaz bağlar gözler önüne serildi.
Tam Demokrasi Platformu’nun Yükselişi ve Hedefleri
Tam Demokrasi Platformu Başkanı Mehmet Bozdemir, açılış konuşmasında platformun kuruluş hikayesini ve iddialı hedeflerini paylaştı. Cumhuriyet’in 100. yılı ve Demokrasi Birlik Vakfı’nın 30. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle iki yıl önce hayata geçirilen platform, ilk büyük toplantısını 23 Aralık 2023’te 500’e yakın katılımla gerçekleştirmişti. Bozdemir, o dönemde “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Yüzyılında Tam Demokrasi Hedefi ve Yeni Anayasa Beklentileri” panelinin büyük ses getirdiğini hatırlattı.
Başkan Bozdemir’in vurguladığı üzere, başlangıçta 16 sivil toplum kuruluşuyla yola çıkan platform, bugün 23 sivil toplum kuruluşu, 19 siyasi parti ve çok sayıda akademisyen, iş adamı ve eski siyasetçiden oluşan güçlü kadroya ulaşmış durumda.
Platformun üç temel amacı ise şöyle sıralandı:
Toplumsal Barışı Yeniden İnşa Etmek: Toplumdaki tehlikeli kutuplaşmanın düşmanlaşmaya varması karşısında toplumsal barışı sağlamak.
Demokrasiyi Evrensel Standartlara Taşımak: Türkiye demokrasisinin evrensel normlara ulaşması için aktif rol oynamak.
Siyaset Kurumunu Sorgulamak ve Dönüştürmek: 102 yıldır ülkenin temel sorunlarına çözüm üretemeyen mevcut siyaset kurumunu sorgulayarak, güçlü sivil toplum hareketiyle değişimi tetiklemek.
Bozdemir, Kürt meselesi, terör, yolsuzluk, yoksulluk ve enflasyon gibi kronikleşmiş sorunların kökeninde demokrasi eksikliğinin yattığını belirterek, platformun eksikliği gidermeye odaklandığını ifade etti.
Prof. Dr. Mustafa Çevik’ten Demokrasiye Ahlaki Bakış: “Ahlaksız Demokrasi Yaşayamaz!”
Konferansın merakla beklenen konuşmacısı Prof. Dr. Mustafa Çevik, demokrasi ve ahlak arasındaki ilişkiyi ilahiyat ve felsefe ekseninde derinlemesine inceledi. Çevik, demokrasinin sadece sandık ve seçimden ibaret yüzeysel yapı olmadığını, aksine insana onurlu yaşamı garanti eden güvenlik ortamı sunmayı hedefleyen köklü sistem olduğunu vurguladı.
Demokrasinin Kutsal Temelleri: Prof. Dr. Çevik, Kur’an’daki Adem kıssasını örnek göstererek, Allah’ın şeytana dahi tercih hakkı tanımasının, din adına insanların hayatını kısıtlamanın hiçbir dini dayanağı olmadığını belirtti. Bu ilahi perspektiften yola çıkarak, “Müslümanca Demokrasi” anlayışının mümkün olduğunu ve bu konudaki çalışmalarını dinleyicilerle paylaştı.
Demokratik Tutum: Erdem ve Ahlaki Duruş: Çevik’e göre, demokratik tutum, gücü elinde bulunduranın, kendisi kadar güçlü olmayanlara kendi haklarını tanıyabilme erdemidir. Demokrasinin özünde, devletin zayıf olanı koruma ve birey-devlet ilişkisinde adil sistemi garanti etme sorumluluğu yatar. Bu, devletin ahlaki dönüşümüdür.
Hukuk: Devletin ve Demokrasinin Ahlakı: Prof. Dr. Çevik, hukuk devletinin temelini, devletin öngörülebilir davranışlarında gördü. Hukukun, devletin ve demokrasinin ahlakı olduğunu belirterek, ahlaki temellerden yoksun demokrasinin var olamayacağının altını çizdi.
Demokrasinin Çöküşü: Ahlaki Zeminin Kaybı: Tarihin, demokrasilerin nasıl çöktüğünü, savrulduğunu ve otoriterleştiğini gösterdiğini ifade eden Çevik, çöküşlerin ortak paydasının ahlaki zeminin yitirilmesi olduğunu söyledi. John Dewey’in “Demokrasiyi ahlaki yaşam biçimi” olarak tanımlaması ve Rawls ile Habermas gibi düşünürlerin adalet ve uzlaşma olmadan demokrasinin yaşayamayacağı yönündeki görüşleri, Çevik’in tezini güçlendirdi.
Demokratlık: Karakter Meselesi: Demokratlığın, karşımızdaki her bireyi eşit haklara ve onura sahip özne olarak görme kültürü olduğunu vurgulayan Çevik, temel anlayış olmadan yapılan seçimlerin veya işletilen kurumların anlamsız birer kabuktan ibaret kalacağını belirtti. Demokrasinin önce bireyin kalbinde, ahlaki duruş olarak yeşermesi, ardından kurumlarda hayat bulması gerektiğini ifade etti.
Güven ve Adil İlke: Toplumsal Yapının Temeli: Her ilişkinin temelinde güvenin yattığını ve güvenin ancak herkes tarafından kabul edilen adil ilkelere dayanmasıyla oluştuğunu dile getiren Çevik, adil ilkenin güçlü ile güçsüzü aynı ahlaki düzleme taşıması gerektiğini savundu.
Demokratik Düzenin İki Kritik Aşaması:
Adil İlkenin Keşfi: Kamusal tartışma ve rasyonel akıl yürütme ile adil olanın ne olduğunun belirlenmesi.
İlkenin İçselleştirilmesi: Belirlenen adil ilkenin, toplumun her kesimi tarafından benimsenmesi ve ahlaki temel üzerinde yaşatılması. Çevik, kurallara gönüllü uyumun, ahlaki karakterin yansıması olduğunu belirtti.
Demokrasinin Ahlak Olmadan Yaşayamayacağının Kanıtları:
Moral İnsan Tanımı: Demokrasi, her insanın doğuştan değerli ve ahlaki olarak eşit olduğu varsayımına dayanır. Bu temel kabul olmadan demokrasi anlamsızlaşır.
Epistemik Argüman: Demokrasi, yurttaşların akılcı düşünmesini gerektirir. Manipülasyon ve propagandaya karşı eleştirel düşünme ve hakikate bağlılık esastır.
Psikolojik Zemin: Demokrasinin sürdürülebilirliği için bireyin özne olma bilinci, kendi kararlarını verme yetisi ve başkasının aklına teslim olmama duruşu hayati önem taşır.
Demokrasinin Çöküşüne Giden Yollar:
İnsanların eşitliğine olan inancın kaybolması (ontolojik zemin kaybı).
Hakikati arama merakının yitirilmesi (epistemik zemin kaybı).
Bireyin özne olma bilincini kaybetmesi (psikolojik zemin kaybı).
Prof. Dr. Çevik, demokrasinin kendiliğinden var olan düzen olmadığını, aksine sürekli mücadele edilmesi gereken yaşam biçimi olduğunu ve ancak ahlaki karakterlerle güçlenebileceğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Tartışmalar ve Katkılar: Hukuktan Evrensel Ahlaka
Konferansın soru-cevap bölümü de oldukça hareketli geçti. Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, hukuk ve ahlak arasındaki ayrılmaz ilişkiye dikkat çekerek, ahlaki değerlerden yoksun hukukun var olamayacağını savundu. Ahmet Cevdet Paşa’nın tarihi yargılamalarındaki ahlaki zaafları örnek göstererek, hukukun ahlaki temelinin önemini vurguladı.
Katılımcılardan gelen sorular arasında ahlakın evrenselliği ve iyi-kötü kavramlarının ölçütü öne çıktı. Prof. Dr. Çevik, evrensel ahlakın varlığına kesinlikle inandığını ve bunun insan doğasında içsel gramer gibi bulunduğunu belirtti. Ahlaki bilginin değil, bilgiye neden uyulması gerektiği sorusunun, yani ahlaki tutumun asıl mesele olduğunu ifade etti.
Gençlerin okuma alışkanlıkları ve “dağdaki çobanla şehirdeki aydının oyu mi?” tartışması da gündeme geldi. Çevik, demokrasinin halkın sınırsız diktatörlüğü olmadığını, evrensel ilkelerle sınırlı egemenlik hakkı kullanımı olduğunu vurguladı. Doğru kurulmuş demokratik sistemde, manipüle edilmiş oyların bile sisteme zarar veremeyeceğini belirterek, tartışmaya farklı boyut kazandırdı.
Konferans, demokrasi ve ahlak ilişkisinin çok yönlü olarak ele alındığı, düşündürücü ve ufuk açıcı tartışma ortamı sunarak sona erdi.
Haber Merkezi
Seminerin tamamını buradan izleyebilirsiniz…