Yunus EKŞİ; “Demokrasi, Siyasi Partilere Yerel Yönetimleri Peşkeş Çekmek Değildir”
Güçlü Türkiye Platformu Başkanı ve Tam Demokrasi Platformu Başkan vekili Yunus Ekşi, Tüketici Dostu Dergisi’ne verdiği kapsamlı röportajda Türkiye’nin siyasi yapısı, demokrasi anlayışı, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin rolü hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Sorunları ve Siyasi Yapılanma
Ekşi, Türk siyasetinde gördüğü yapısal sorunları şöyle değerlendirdi: “Siyasete dışarıdan baktığınızda ve oyunun içerisine girdiğinizde arada ciddi farklar olduğunu gördük. Özellikle ehliyet ve liyakat konusunda çok ciddi sıkıntıların olduğunu tespit ettik.”
Türkiye’de 174 siyasi parti olduğunu hatırlatan Ekşi, “Yaklaşık %40 oranında hem iktidarın hem de muhalefetin Türkiye’deki sorunları çözme anlamında yeterliliğinin olmadığını ve tamamen güven noktasında halkın güvenini kaybettiğini görüyoruz” dedi.
Ekşi, mevcut siyasi partilerin paradigmalarının değişmesi gerektiğini vurgulayarak: “Belli ideoloji anlamında kendisini tanımlamak için çıkan toplumun bir kısmından ‘biz buyuz’ diyebilirler, ama bütün siyasi partilerin temel hedefi ülkede adaletin sağlanması, tam demokrasinin sağlanması, adil ve eşit hakça paylaşımın yapılması olmalıdır.”
Sivil Toplum Örgütlerinin Rolü ve Önemi
Ekşi, sivil toplum örgütlerinin siyasetteki rolünü şöyle tanımladı: “Sivil toplum örgütlerinin durduğu pozisyonu siyasi yapıların arka bahçesi olma mantığından çıkartarak aktif siyasete müdahale etme, değer üretme ve bunların sadece siyasi yapıların göstermelik dönüş yapmalarından ziyade çok daha aktif şekilde siyasetin içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz.”
“Toplumdaki birçok gerginliği ve kutuplaşmayı ortadan kaldıracak hareketin sivil toplum örgütlerinin yapıcı, birleştirici çıkışlarında olacağına inanıyorum” diyen Ekşi, sivil toplum örgütlerinin siyasi angajmana girmeden, doğruları destekleyip yanlışları eleştirebilecek konumda olması gerektiğini belirtti.
Yerel Yönetimler ve Demokrasi Anlayışı
Ekşi’nin en çarpıcı açıklamalarından biri yerel yönetimlerle ilgili oldu: “Demokrasi dediğiniz şey, siyasi partilere yerel yönetimleri peşkeş çekmek değildir. Siyasi partiler yerel yönetimlere karışmayacak. O bölgedeki toplum, o bölgenin halkı aday gösterir ya da adaylar çıkar, o bölgenin içerisinde sorunları bilen halk meclisleri oluşur.”
Yerel yönetimlerdeki yolsuzluk iddialarına da değinen Ekşi: “Siyasi yapılar, sivil yerel yönetimleri ele geçirdiği zaman, partizanlarını oraya dolduruyor ve orada yolsuzluklar kaçınılmaz oluyor. Çok nadirdir, çok istisnadır, yolsuzluğun olmadığı, haksızlığın olmadığı belediye.”
Adalet ve Yargı Bağımsızlığı
Ekşi, Türkiye’deki adalet sisteminin sorunlarına da değindi: “Yargı özgür değil, yargı bağımsız değil. Bugün iktidar olur, yarın muhalefet olur, aynı etkiyi o yargının üzerine kurmaya çalışıyorlar.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yargı süreciyle ilgili de konuşan Ekşi: “Bu konuda sözü söyleyecek olan elbette Türk yargısıdır. Yargı bunu irdeleyecek, netice itibariyle, diğer tarafında avukatları var, kurallar var. Basında halkı politize etme anlamındaki sürece, halk burada çok takılmaması gerek.”
Sistem Değişikliği İhtiyacı
Ekşi, Türkiye’nin sorunlarının çözümü için radikal sistem değişikliği gerektiğini savundu: “Bu sistem değişmediği sürece, mevcut iktidarla birlikte bütün muhalefet hükümet olsa, mevcut olumsuzlukları değiştirmesi mümkün değil. Bunun altını ısrarla çiziyorum.”
“Devletin yeniden yapılanması, yeniden kurgulanması gerektiğini söylüyoruz. Lokal müdahalelerle sorunların çözülmesi mümkün değil, radikal kararların alınması lazım” diyen Ekşi, cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili de “Bir kişiye odaklanmış olan koca sistemin sağlıklı işlemesinin kesinlikle mümkün olmadığını düşünüyoruz, kadrosal hareket olması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Toplumsal Barış ve Demokrasi Kültürü
Ekşi, toplumsal barış için önerilerini şöyle sıraladı: “Belediyelerin meydanlarında demokrasi kürsüleri koysunlar. İnsanlarımız, farklı kesimdeki insanlarımız, belli kriterler ekseninde hakaret etmeyecek şekilde oralarda gitsinler, fikirlerini söylesinler. Bizim demokrasi meydanlarımız çoğalsın.”
Protesto hakkına da değinen Ekşi: “Anayasal hak olarak, bir insanın fikirlerini, mücadelesini istediği platformlarda her yerde yapabilmesi gerekiyor. Sokağa çağırma daveti, bir çatışmacı dille değil, barışçıl bir şekilde olmalı” dedi.
Ekonomik Sorunlar ve Adil Paylaşım
Ekşi, ekonomik sorunlara da değinerek: “Emeklilerimize 14.600 liraya mahkum eden nedir? Bugün yoksulluk sınırı 4 kişilik aile için 80.000 liraya dayandı. Bu sistem, çalışanları köle haline getirmiş, vergi üstüne vergi uygulanıyor.”
“Bu ülke hepimizin, ancak bu ülkenin nimetlerinden eğer nüfusun %1’i azgın azınlık kesimi istifade ediyorsa, çalışanlar köle haline getirilmişse, bu sistemin yüzünden kaynaklanıyor” diyerek ekonomik adaletsizliğe dikkat çekti.
Üçüncü Yol Arayışı
Ekşi, Türkiye için “üçüncü yol” arayışını şöyle açıkladı: “Biz sivil toplum örgütü olarak, öncelikle şunu yapıyoruz: Sorunlar çözülebilir. Bu sorunların kaynağı insandır. İnsan sorununu ortadan kaldırdığınız zaman, sorun oluşturan insanı ortadan kaldırdığınız zaman, demokratik yöntemlerle o alanı erdemli insanlara açarsınız.”
“Siyasi partilerin ülkeyi yönetmek tekeli yoktur. Milletimiz demokrasiyi ve cumhuriyetin kendisine vermiş olduğu hakları iyi özümserse, iyi sahiplenirse ve sivil toplum örgütlerinde iyi organize olursa, siyasi partileri sorgular ve onları da kendi içerisinde doğal olarak sürecin içerisine katar” diyerek halkın siyasetteki rolünün önemine vurgu yaptı.