Meclis Koridorlarındaki Truva Atı İklim Kanunu TBMM’de!

Meclis Koridorlarındaki Truva Atı İklim Kanunu TBMM’de!

“İklim Kanunu” adı altında TBMM’ye sunulan yasa teklifi, masum çevre düzenlemesi değil, küresel güç odaklarının “Büyük Sıfırlama” planının Türkiye ayağıdır. Teklif, vatandaşlarımızın özgürlüklerini kısıtlayacak ve ülkemizin egemenliğini tehdit edecek tehlikeli mekanizmadır. Küresel elit güçler, çevre koruma bahanesiyle toplumumuzun temel yapısını değiştirmeyi ve kontrol mekanizmalarını güçlendirmeyi hedefliyor. Yasalaşması halinde sadece çevre politikalarımız değil, toplumsal yapımız da geri dönüşü olmayan biçimde değişeceği için “vatana ve millete ihanet” olarak nitelendirilmeli.

Küresel Elit Güçlerin Provası: Covid-19 ve Büyük Sıfırlama İtiraflarının Farkına Varılmalı

COVID-19 süreci, küresel elit güçlerin gerçek niyetlerini açığa çıkaran prova niteliğindeydi. Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab’ın virüsü “Büyük Sıfırlama için büyük fırsat” olarak tanımlaması rastgele söylem değil, planlı stratejinin ilanıydı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşılama başlarken söylediği “Yeni Dünya Düzeni’ne sert giriş yaptık” sözleri de küresel ajandanın Türkiye’deki yansımasını gösterdi. Şimdi aynı güçler, planlı pandemi sürecinde test ettikleri kontrol mekanizmalarını “İklim Kanunu” adı altında kalıcılaştırmaya çalışıyor. Kanun, halkın özgürlüklerini kısıtlamak ve ülkemiz üzerindeki dış kontrolü artırmak için tasarlanmış yeni tuzaktır.

“Sağlık Tedbiri” Maskesi Altındaki İdeolojik Saldırılara Hazırlıklı mısınız?

Covid-19 sürecinde “sağlığı koruma” maskesi altında uygulanan kapanmalar, yasaklar, maske zorunluluğu ve HES kodu uygulamaları aslında toplumu kontrol etme projesinin ilk adımıydı. Uygulamalar sağlık gerekçesiyle değil, insanları izleme ve özgürlükleri kısıtlama amacıyla dayatıldı. Şimdi ise aynı küresel güçler “İklim Kanunu” adı altında yeni oyun sahneye koyuyor. Sahte iklim krizi korkusu yayarak, Covid döneminde denedikleri kontrol sistemini kalıcı hale getirmeye çalışıyorlar. Kanun, dijital kölelik sisteminin yasal zeminini hazırlama girişimidir. Küresel elit güçler, önce virüs korkusuyla prova yaptı, şimdi iklim bahanesiyle asıl planlarını uygulamaya koyuyorlar.

Dijital Prangalar: Karbon Ayak İzi, Kotalar ve Sosyal Kredi Sistemlerine Hazırlıklı mısınız?

“İklim Kanunu” görünüşte çevre koruma amacı taşısa da, aslında hayatımızı kontrol altına alacak gizli mekanizmadır. Her hareketimiz “karbon ayak izi” adı altında izlenecek. Herkese sınırlı “karbon kullanım kotası” verilecek ve kotayı aşanlar ağır cezalara çarptırılacak. Seyahat yasakları, para cezaları ve toplumdan dışlanma gibi yaptırımlarla karşılaşacağız. “Karbon vergisi” adı altında yeni soygun düzeni kurularak yaşam maliyetlerimiz kasıtlı şekilde artırılacak. En tehlikelisi ise, Çin’deki “sosyal kredi puanı” sisteminin karbon kotalarıyla birleştirilerek dünya çapında uygulanması planı. Sistem, kurallara uyanların ödüllendirildiği, karşı çıkanların ise yaşam hakkının elinden alındığı dijital kölelik düzeni yaratacak.

Toprağa, Suya Ve Mülkiyete Veda: Küresel Komünizmin Ayak Seslerini Duyuyor musunuz?

Yeni kanun sadece dijital kontrolü değil, temel haklarımızı da hedef alıyor. Toprak, su ve mülkiyet haklarımız tehdit altında. Tarım alanlarına getirilen kısıtlamalar ve su kullanım sınırlamaları, gıda üretimini küresel şirketlerin eline bırakacak. Böylece halkımız yapay gıdalara ve sentetik ete mecbur kalacak. “Evrensel temel gelir” gibi güzel görünen vaatler aslında bizi totaliter teknokrasi tek dünya devletine bağımlı kılmak için. Sistem, çalışmanın ve üretmenin değersizleştiği küresel komünizm modeli kuruyor. Planlı yoksullaştırma politikalarıyla mülksüzleştirilecek, “mülkiyetsiz toplum” bahanesiyle tapularımıza el konulacak. Seyahat yasakları ve bölgesel karantinalarla hareket özgürlüğümüz elinden alınacak. Sonuçta dijital kimliklerle kontrol edilen, toprağından ve suyundan koparılmış, küresel elit güçlerin insafına bırakılmış toplum yaratılmak isteniyor.

İnsanlığın Sonu Senaryoları: Kölelik, Aşı Zorbalığına ve Çocuk Kontrolüne Hazır mısınız?

“İklim Kanunu” maskesi altında ilerleyen tehlikeli plan, bilim kurgu değil, gerçek tehdittir. Karbon kotaları bahanesiyle geleneksel tarım yasaklanıp, doğal gıda erişimimiz engellenecek ve laboratuvar ürünü yapay etler sofralarımıza zorla sokulacak. Dahası, beden dokunulmazlığımız fiilen kaldırılarak zorunlu aşılar ve düzenli genetik müdahaleler yasal hale getirilecek. Aile yapımızı hedef alan komplo, çocuk sayısını kısıtlayıp, doğan bebeklere takip çipleri takılmasını ve hatta “devlet yararı” bahanesiyle çocuklara el konulmasını öngörüyor. Uzaktan eğitim kalıcılaştırılarak çocuklarımız ailelerinden koparılacak ve küresel ideolojilerle beyinleri yıkanacak. Tüm adımlar, teknoloji destekli modern kölelik sisteminin temellerini atıyor. Oyunu görmeli ve uyanık olmalıyız!

Bilgi Karartma Ve Algı Operasyonları: Şeffaflık Talebi Ve “Bilim Karşıtlığı” Yaftası

Şu sıralar ülkemizde “İklim Kanunu” adı altında tehlikeli oyun oynanıyor. Kanunun tam metni halktan gizleniyor! Neden? Çünkü içeriği ortaya çıkarsa, küresel güçlerin ülkemiz üzerindeki gerçek niyetleri anlaşılacak. Kanun metnini görmemiz engelleniyor ve haklı eleştirilerde bulunanlar hemen “bilim karşıtı” ya da “komplo teorisyeni” damgası yiyor. Bu, klasik susturma taktiğidir. Asıl amaç, dikkatimizi dağıtıp gerçek tehlikeyi görmemizi engellemektir. Altın madenleri için kesilen ormanları öne sürüp, küresel kontrol yasasının tehlikelerini gizlemeye çalışıyorlar. Gerçek bilim karşıtlığı, sorgulamadan boyun eğmektir. Kanun, ülkemizin geleceğini ipotek altına alacak tuzaktır. Uyanık olmalı ve oyuna gelmemeliyiz!

Son Virajdayız: Ertelenen Oylama ve Kritik Süreç

“İklim Kanunu” oylaması 10 Nisan 2025’e ertelendi. Kazanılmış zaman, milletvekillerine ulaşıp tehlikeleri anlatmak için son şansımız. Küresel elit güçler, masum görünen kanunla ülkemizi ekonomik ve sosyal kıskaca almayı planlıyor. Bağımsız bilim adamlarının araştırmaları, yasanın arkasındaki karanlık ajandayı ortaya koyuyor. “Zamana Karşı” filmindeki gibi gelecek bizi bekliyor: zenginler yaşam süremizi çalarken, biz dijital kölelere dönüşeceğiz.

Bu sadece yasa değil, medeniyet savaşı. Ya özgürlüğümüzü savunacağız ya da küresel güçlerin oyununa geleceğiz. Harekete geçme zamanı geldi!

Uyanış Ve Direniş Çağrısı: Geleceğimiz İçin Tek Yürek Olma Zamanı Geçmesin!

Büyük tehlikeyle karşı karşıyayız! “İklim Kanunu” görünüşte masum ama aslında ülkemizin geleceğini tehdit eden sinsi plandır. Küresel güçlerin dayattığı kanun, çocuklarımızın ve torunlarımızın yarınlarını karartacak. Siyasi görüş farkı gözetmeksizin tüm vatandaşlar olarak birleşmeli ve tehlikeye karşı durmalıyız. Sessizlik onay anlamına gelecektir! Harekete geçin: sosyal medyada “#TürkiyeTekYürekIklimKanununaRed” etiketiyle sesinizi duyurun, milletvekillerinize ulaşın, dilekçe gönderin, telefon açın. Kanun küresel efendilerin değil, milletimizin çıkarlarına hizmet etmeli. Unutmayın, susan toplum kendi sonunu hazırlar.

GÜÇLÜ TÜRKİYE PLATFORMU

Scroll to Top