Yunus Ekşi’den Çığır Açan Çağrı: “Milletin Egemenliğini Sandığa Hapsedemeyiz! Sivil Toplum Öncülüğünde Yeni Bir Siyaset Paradigması Şart”
Tam Demokrasi Platformu Başkan Vekili ve Güçlü Türkiye Platformu Başkanı Yunus Ekşi, Sosyal, Ekonomik, Teknolojik Araştırmalar Merkezi (SETAM) tarafından Ankara’da düzenlenen etkinlikte yaptığı etkili konuşmada, Türkiye’nin siyasi tıkanıklıklardan kurtulması ve gerçek potansiyeline ulaşması için sivil toplum kuruluşlarının (STK) merkezde olduğu, millet egemenliğini hayatın her alanına yayan köklü bir siyaset paradigması değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu savundu. Ekşi, mevcut siyasi yapıyı “sorunun parçası” olarak nitelendirerek, STK’ları bu durumu değiştirecek öncü güç olmaya çağırdı.
Konuşmasında, ülkenin siyasi çatışmalar ve kısır döngüler nedeniyle umutsuzluk girdabında olduğunu belirten Ekşi, “Millet olarak bir çıkış yolu arıyoruz. Bu kısır döngüyü kırmak, milletçe kenetlenmek için buradayız!” dedi. STK’ların artık sadece oy veren konumunda kalmak istemediğini, siyasetin “arka bahçesi” olmadan, doğrudan etkili aktörler haline gelme vaktinin geldiğini vurguladı. Ekşi, “Sivil toplumun sessiz çığlığını, vicdanın gür sesini siyasete etkili kılmanın vaktinin geldiğine inanıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Farklılıkların ayrışma değil, zenginlik kaynağı olması gerektiğini belirten Ekşi, şeffaf, hesap verebilir ve çözüm odaklı bir yönetim anlayışının STK’lar ve siyasetçilerin ortak çabasıyla inşa edilmesi gerektiğini söyledi. STK’ların sahadaki tecrübeleri ve halkın gerçek ihtiyaçlarına dair bilgileriyle siyasetin karar alma mekanizmalarına doğrudan katkı sunması gerektiğini, bunun “daha kapsayıcı ve adil politikalar” üreteceğini ifade etti. “Ülke yönetiminde sivil toplum örgütlerinin paydaş yapılması, çözüm odaklı ve başarılı yeni bir siyasi paradigma oluşması için son derece önemlidir,” diyerek STK’ların kilit rolüne işaret etti.
Mevcut siyasi arenadaki sert söylemlerin ve kutuplaşmanın toplumun enerjisini tükettiğini belirten Ekşi, “kimlik siyasetinin dar kalıplarına sığmayan”, ideolojik kamplaşmaların ötesinde, yalnızca halkın gerçek ihtiyaçlarına ve vicdanın sesine odaklanan yepyeni bir siyasi anlayış inşa etme çağrısı yaptı. Bu yeni anlayışın temelinde “milletin egemenliği” olduğunu vurgulayan Ekşi, “Demokrasimizin temel taşı olan milletin egemenliği, 50+1’in gücüdür. Sandığa hapsedilen demokrasi yetmez! 50+1’in gücü, hayatın her alanında hissedilmeli!” dedi.
İktidar ve muhalefetin seçmenlere aday dayattığı hissini eleştiren Ekşi, “Milletin iradesinin, iki kutuplu bir siyasi arenaya sıkıştırılmasına karşı çıkıyoruz. Farklı seslerin, farklı renklerin, farklı umutların temsil edildiği, daha geniş bir siyasi yelpaze istiyoruz,” diyerek Meclis dışı partilerin, STK’ların ve halkın ortak bir platformda buluşacağı yeni bir siyasi yapı önerdi. Bu yapının parti hiyerarşileri ve lider sultalarının ötesinde, doğrudan millet iradesine dayanacağını belirtti.
STK’ların gönüllülük ruhu, karşılıksız sevgi, samimi çözüm üretme çabası ve farklı kesimleri bir araya getirme gücüne dikkat çeken Ekşi, bu potansiyelin siyaseti dönüştürmek için kullanılması gerektiğini söyledi. “Artık, siyasetin bize lütfetmesini beklemekle yetinmeyeceğiz. Biz, gerekirse kendi kaderimizin mimarları olacağız,” diyerek STK’ların proaktif rolünü vurguladı. Bu yeni yolun pusulasının salt iktidar hırsı veya ideolojik dogmalar değil; “insan onuru, adalet, eşitlik, barış, tam demokrasi, güçlü bir Türkiye, liyakat, ehliyet ve ahlak” olması gerektiğini belirtti. Ayrıca, “geleceği ile ilgili büyük endişeler içinde olan gençlerimizle” bu değerleri buluşturma hedefini dile getirdi.
Ekşi, önerdiği yeni paradigmanın siyaseti bir çatışma alanı değil, “yüksek iletişim ve iş birliği” ile sorunların çözüldüğü bir platform haline getirmeyi amaçladığını ifade etti. Bu yaklaşımın, farklılıkları yok saymak yerine onları milletin hizmetine sunarak bir arada yaşatmanın yollarını aramak anlamına geldiğini söyledi.
Sözlerini güçlü bir birlik ve umut mesajıyla tamamlayan Yunus Ekşi, “En büyük gücümüz, birbirimize olan inancımız ve bu ülkeye duyduğumuz derin sevgimizdir. Gelin, yarınlara birlikte yürüyelim. Siyaseti sorunun parçası olmaktan kurtaralım. Gelin, el ele verelim, yürek yüreğe duralım ve sivil toplumun aydınlık yüzünü yeni bir çalışma sistemiyle siyasetin karanlıklarına bir umut ışığı olarak taşıyalım. Çünkü biz inanıyoruz ki, sevgiyle, adaletle ve dayanışmayla aşılamayacak hiçbir engel, çözülemeyecek hiçbir açmaz yoktur,” diyerek tüm katılımcılara teşekkür etti ve ortak çalışmalar için başarı diledi.
Tam Demokrasi Platformu Hakkında: Tam Demokrasi Platformu, Türkiye’de tam demokratik değerlerin yerleşmesi, millet egemenliğinin güçlenmesi, sivil toplumun siyasette etkin rol alması ve ülkenin temel sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi amacıyla faaliyet gösteren bağımsız sivil girişimlerdir.
SETAM Hakkında: Sosyal, Ekonomik, Teknolojik Araştırmalar Merkezi (SETAM), Türkiye’nin karşılaştığı temel sorunlara yönelik bilimsel araştırmalar yapan, analizler üreten ve politika önerileri geliştiren bağımsız bir düşünce kuruluşudur.