PKK Silah Bırakırken Asıl Mesele Suriye ve Anayasa Talepleri Olacaktır
Güçlü Türkiye Platformu Başkanı ve aynı zamanda Tam Demokrasi Platformu Başkan vekili Yunus EKŞİ, katıldığı televizyon programında yaptığı açıklamalarda, PKK’nın silah bırakma sürecine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. EKŞİ, sürecin yalnızca PKK’nın silahlarını teslim etmesiyle sınırlı kalmayacağını, asıl odaklanılması gereken konuların Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’ye yönelik olası anayasal talepler olacağını belirtti.
PKK’nın Silah Bırakma Kararı ve Bölgesel Arka Plan
EKŞİ, PKK’nın silah bırakma kararının, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından askeri olarak büyük ölçüde zayıflatıldığı dönemde gündeme geldiğini ifade etti. Ortadoğu’daki değişen bölgesel konjonktür ve “Büyük Ortadoğu Projesi” gibi daha geniş çaplı stratejik hedeflerle ilintili olduğunu savunan EKŞİ, özellikle Suriye’deki sınırların ve taleplerin yeniden şekillenmesinin süreçte belirleyici rol oynadığını dile getirdi. EKŞİ’ye göre, 40 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmeye çalışan unsurların mücadelesinin, artık daha büyük bölgesel hedeflere hizmet etmesi yönünde karar verilmiş olabilir.
Suriye Boyutu ve Anayasal Kaygılar
Yunus EKŞİ, PKK’nın silah bırakmasının terör sorununu kökten çözmeyeceğini, zira örgütün Suriye’deki uzantısı olarak tanımladığı PYD/YPG gibi yapıların aynı amaçlar doğrultusunda varlıklarını sürdürdüğünü vurguladı. EKŞİ’ye göre, toprak talepleri bundan sonra Suriye’ye yönelecek ve ülkede federatif Kürt bölgesi oluşturma çabaları artacaktır. Bu bağlamda Fransa, Avrupa Birliği ve İsrail gibi uluslararası aktörlerin Suriye’deki faaliyetlerine dikkat çeken EKŞİ, Türkiye’nin PKK’nın silah bırakması durumunda Suriye’deki YPG’ye karşı meşru müdahale hakkını yitirebileceği riskine işaret etti.
EKŞİ, sürecin en kritik aşamasının Türkiye’ye yönelik anayasal değişiklik talepleri olacağını belirtti. Anayasadan “Türklük” ifadesinin çıkarılması veya federasyon gibi taleplerin gündeme getirilebileceği endişesini taşıdığını ifade eden EKŞİ, bu tür temel değişikliklerin siyasi liderlerin kararıyla değil, doğrudan halk oyuna sunularak belirlenmesi gerektiğini savundu. EKŞİ, ayrıca DEM Parti’ye oy veren vatandaşların büyük çoğunluğunun Türkiye’den ayrılma gibi talebi olmadığını sözlerine ekledi.
Uluslararası Güçler ve “Teopolitik” Stratejiler
Konuşmasında uluslararası güçlerin ve “teopolitik” olarak adlandırdığı stratejilerin de süreçteki etkisine değinen EKŞİ, yeni Papa (Papa Francis) ve Vatikan’ın “Anadolu’yu Hristiyanlaştırma” gibi hedefi olduğunu dile getirdi. Geçmişteki misyonerlik faaliyetleri ve FETÖ’nün Vatikan ile yürüttüğü diyaloglarla ilişkilendiren EKŞİ, Fener Rum Patrikhanesi’nin bazı girişimlerini değerlendirirken, Türk Ortodoks Kilisesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne olan sadakatini ve Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümeniklik taleplerine karşı sergilediği duruşu önemsediğini belirtti.
Sürecin Geleceği, Olası Sabotajlar ve Muhalefetin Rolü
Geçmişteki çözüm süreçlerinin çeşitli sabotajlarla akamete uğradığını hatırlatan EKŞİ, Sırrı Süreyya Önder’e yönelik suikast girişimi iddialarına değindi. Devletin, mevcut süreci yürüten aktörlerin güvenliğini temin edeceğine inandığını belirten EKŞİ, DEM Parti’nin böyle olayları kamuoyunda panik yaratmamak amacıyla gündeme getirmemiş olabileceğini ifade etti.
EKŞİ, ana muhalefet partisinin, DEM Parti ile yürütülen “Terörsüz Türkiye” sürecine karşı tutum sergilemediğini, altında yerel seçimlerde kurulan ittifaklar gibi ilişkilerin etkili olabileceğini değindi. Muhalefetin asıl tavrının, DEM Parti’nin anayasal talepleri netleştiğinde daha belirgin hale geleceğini belirtti.
ABD’nin Etkisi ve Türkiye’nin İzlemesi Gereken Yol
PKK’nın Türkiye sınırları içerisinde askeri varlığının bitme noktasına geldiğini ancak ABD’nin Suriye’de YPG’ye binlerce tır dolusu silah yardımı yaparak adeta ordu kurduğunu ifade eden EKŞİ, DEM Parti’nin mevcut adımlarının ABD’nin yönlendirmeleriyle ilişkili olabileceği imasında bulundu. EKŞİ, Türkiye’nin karmaşık bölgesel denklemde öncelikle “iç cepheyi” güçlendirmesi, mevcut uluslararası konjonktüre uygun stratejiler geliştirmesi ve Suriye ile ilişkilerini sadece askeri boyutta tutmayıp, ticari anlaşmalarla derinleştirmesi gerektiğini vurguladı.
Beklentiler ve Sonuç
Yunus EKŞİ, PKK’nın silah bırakmasının ülke genelinde psikolojik rahatlama sağlayabileceğini ancak asıl önemli olanın bundan sonra ortaya konacak talepler olduğunu yineledi. Erdoğan’ın işaret ettiği iki haftalık süre zarfında taleplerin netleşeceğini ve kamuoyunun bilgileneceğini öngördü. EKŞİ, sürecin sonunda Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını sarsacak taleplerle karşılaşılması durumunda iktidarın nasıl pozisyon alacağının toplum tarafından yakından takip edileceğini dile getirdi.
Diğer Gündem Maddeleri
Güçlü Türkiye Platformu Başkanı Yunus EKŞİ, konuşmasının sonunda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un İstanbul Valiliği’nde ilçe belediye başkanlarıyla gerçekleştirdiği İstanbul depremi konulu toplantıyı olumlu adım olarak nitelendirdi. EKŞİ, İstanbul depremi meselesinin siyaset üstü konu olduğunu vurgulayarak, ortak çabaların hayati önem taşıdığını belirtti ve platformları adına Bakan Kurum’u tebrik etti.
Haber Merkezi…